Aralıksız bir rüzgar boydan boya süpürürken geniş vadileri.
Çölden haberleri var gelenlerin.
Yağmura hasret kalmış aşıklar gibi kurumuş dudakları.
Kalbi kavrulmuş,
İçin için özlemiş yaşamayı.
Zorla tıkıldığı zindanda üşüyen,
Nice dünya mahkumu gibi.
Seni de çürütmeyeceğim.
Lordum.
Son ana kadar yanındayım.
Sen, üzülmeyesin diye kendi canımı seve seve veririm.
Sen, insandan fazlasısın.
Kederin, içimde yanan kocaman bir yangın yeridir.
Utancımdan yüzüne bakamam lordum.
Seni son ana kadar temsil edemediğimden,
Senin başını bükük bıraktığım için.
Kendimi şuracıkta dağıtabilirim.
Paramparça olup hayatında bozulmuş ne varsa,
Seni kim kırdıysa,
Seni kim üzdüyse lordum!
>Tüm eksik parçalarını bir araya getirmeye, varım.
Hayatımın tek gayesi ölmeden yüzünde görmek o tebessümü.
Sen, içimdeki en kapalı kapısın.
Sen insandan fazlasısın.
Lordum, senin için yere seremeyeceğim tek bir kişi bile yok.
Etrafından dolaşan sinsi düşmanları,
Ardında soluk alan karanlıkları ortadan ikiye yarabilirim.
Sen, gülümsemeden,
İçten.
Kalbin, zehirlenmeden daha fazla.
Gönlünü yapmak, içine dolmaktır dileğim.
Üstümüzden geçmiş nice gölge gibi.
Bu akında duracak.
Kalkanımı hala savuracak kadar gücüm.
Düşmanı ezecek kadar inancım var.
Yorulmaya başladım biraz.
Vicdan azabından.
Bu ait olmadığımız dünyadan.
Hepsi bu.
Savaşmaksa savaşmak.
Yeterki sen, kederlenmeyesin.
Sen, rahata eresin.
Hak eden herkes gibi.
Daha fazla kırılmadan.
Güçlü yelkenleri dolu dolu rüzgarla uçurmadan daha.
Bir yere gitmek yok.
Yaşamadan.
Doyasıya nefes almadan.
Gülmeden. Dolu Dolu..
Sevdiklerimle seni resmetmeden.
Gitmene izin vermeyeceğim.
Arkamı döndüğümde güzelliğiniz karşısında,
Sakladığım iki damla servetim akmadan.
Yaşamadan.
Bir yere göndermeyeceğim.
Efendim.
Lordum.
Veli nimetim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder